geçiş dönemi türk edebiyatı konu anlatımı

Böyleceİslamiyet öncesindeki sözlü edebiyat geleneklerini büyük ölçüde içerikteki değişikliklerle sürdüren ve ileride “Halk Edebiyatı” olarak adlandırılacak yeni bir edebiyat doğmuş oldu. ♦Geçiş dönemi olarak bilinen 11. ve 12. yüzyıllarda verilen eserlerde Uygurcanın devamı niteliğindeki Hakaniye lehçesi TürkçeninTarihsel Gelişimi. İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı – Sözlü ve Yazılı Dönem (Ayrıntılı) ÜNİTE 2 HİKÂYE. Hikâye. Hikâyede Anlatım Biçimleri ve Teknikleri (İç Monolog, Öyküleyici , Betimleyici, Diyalog Yöntemi) Dede Korkut Hikâyeleri. Halk Hikayelerinin Destanlarla Karşılaştırılması. Halk Sözcükte Anlam, Cümlede Anlam ve Paragraf Konu Anlatımı; İkilemeler; Noktalama İşaretleri; Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı; Ahmet Yesevi ve Divan- Hikmet; KPSSCumhuriyet Dönemi Edebiyatı Konu Anlatımı Eski Türk Edebiyatı Kronolojisi Cumhuriyet dönemi türk edebiyatı kapsamlı not Servet-i fünun ve fecri ati edebiyatı eserleri Servet-i fünun edebiyatı ders notu 125 Soruda Divan ve Halk Edebiyatı Türk edebiyatı roman özetleri İslam uygarlığı çevresinde gelişen Türk Saw. 11. ve 12.YY. Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı. Türkler onuncu yüzyıldan itibaren kitleler halinde İslamiyet'i kabul etmeye başlamışlardır. İslam kültürünün etkisiyle yavaşa yavaş yeni bir edebiyat ortaya çıkmıştır. Kendine özgü nitelikleri ve kurallarıyla "Divan Edebiyatı" adını verdiğimiz dönemin oluşumu 13 Comment Trouver Un Bon Site De Rencontre Gratuit. - Türkçe ve edebiyat Öğretmenlerinin Kaynak Sitesi İLK İSLAMİ ESERLER ESERLERİN ORTAK ÖZELİKLERİ  Hem İslâmiyet öncesi kültürü hem de İslâmî kültür iç içedir. Aruzla hece , beyitler dörtlük birlikte kullanılmıştır. Eserler didaktik niteliktedir. Uygur alfabesi bir süre kullanılmakla birlikte Arap alfabesi giderek yayınlamaya başlamıştır. Arapça ve Farsçanın etkileri görülmeye başlanmış ancak Türkçenin egemenliği devam etmiştir. Eserlerin temel amacı İslamiyet’in güzelliklerini ve erdemlerini öğretmektir. Hem İslâmiyet öncesi kültürü hem de İslâmî kültür iç hece , beyitler dörtlük birlikte didaktik alfabesi bir süre kullanılmakla birlikte Arap alfabesi giderek yayınlamaya ve Farsçanın etkileri görülmeye başlanmış ancak Türkçenin egemenliği devam temel amacı İslamiyet’in güzelliklerini ve erdemlerini öğretmektir. YUSUF HAS HACİP’İN KUTADGU BİLİG ADLI ESERİ Mutluluk veren bilgi anlamına – 1071 yılları arasında yazılmış, Tabgaç Buğra Han’a dönemin bilinen ilk Doğu Türkçesiyle sadedir, Türkçe olmayan sözcük sayısı nazım şekliyle beyit ve 173 dörtlükten aruz hem hece ölçüsü amacı devlet ve toplum yönetiminin nasıl olması gerektiğini edebiyatının ilk siyasetname örneği ve topluma ahlâk öğütleri verir. didaktik Üç nüshası bulunur Viyana, Mısır, FerganaAlegorik bir eserdir. Eserin temeli dört kavram üzerine kurulmuştur; bunlar kişileştirilerek dört kahramanı ortaya çıkarmıştır. Kişinin adı Temsil ettiği kavram Eserdekİ KonumuKün Togdı Adalet Hükümdar Ay Toldı Mutluluk VezirÖgdülmiş Akıl Vezirin oğlu Odgurmuş Âkıbet Vezirin kardeşihayatın sonu YUSUF HAS HACİP’İN KUTADGU BİLİG ADLI ESERİ Mesnevi nazım şekliyle yazılan ilk Türkçe eserdir Siyasetname türünde yazılan ilk Türkçe eserdirHakaniye lehçesiyle yazılan ilk Türkçe eserdirArap alfabesiyle yazılan ilk Türkçe eserdirAruz ölçüsüyle yazılan ilk Türkçe eserdirBeyit nazım birimiyle yazılan ilk Türkçe eserdirAlegorik tarzda yazılan ilk Türkçe eserdirGeçiş döneminde yazılan ilk Türkçe eserdirİslâmî bir anlayışla yazılan ilk Türkçe eserdir DİVANÜ LÜGATİ’T – TÜRK / KAŞGARLI MAHMUT Türk dilleri sözlüğü anlamına – 1074 yılları arasında Kaşgarlı Mahmut tarafından halifesi Ebu’l-Kasım Abdullah’a Türkçe’yi öğretmek amacıyla ilk Arapça yazılmış, örnekler Türkçe öncesine ait ürünlerden örnekler sonunda Türklerin yaşadığı bölgeleri gösteren bir harita yer yalnızca sözcükler yer almaz; çok sayıda şiir örneği, destan, sav, sagu ve koşuklarda yer sözcükleri açıklarken o sözcük ya da sözün kullanıldığı Türk boyları hakkında da bilgi oluşturan malzemeleri Türk boyları arasında dolaşarak tek nüshası İstanbul’dadırDönemin sözcükleri ve dil bilgisi kurallarını aktardığı için Türk dili açısından büyük önem sav, sagu ve koşuklardan örnekler verdiği için Türk edebiyati açısından büyük önem boyları ve toplulukları hakkında bilgi verdiği için Türk tarihi açısından büyük önem görenek ve yaşam biçiminden söz ettiği için Sosyoloji açısından büyük önem illeri gösteren bir haritaya yer verdiği için Coğrafya açısından büyük önem taşır. Türkçenin İlk sözlüğüdürİlk dil bilgisi kitabıdırİlk edebiyat antolojisidirİlk etimolojik sözlüğüdürİlk ansiklopedik sözlüğüdürİlk Türk dünyası ansiklopedisidir ATABETÜ’L – HAKAYIK / EDİP AHMET YÜKNEKİ Hakikatlerin eşiği anlamına yazılarak Dad Sipehsalar Mehmet Bey’e Emir Muhammed ve hadislerin yer aldığı dinî, didaktik bir eserdir. Ahlâk ve öğüt nazım biçimiyle ve Şehname vezniyle dörtlükler mani şeklinde ve Farsça sözcük sayısı döneminin diğer eserleri gibi Hakaniye Türkçesiyle işlenen başlıca konular; bilginin önemi, iyilik, erdem, cömertlik ve bölümden oluşan eserin Uygur ve Arap harfleriyle yazılı nüshaları defa 1918’de Necip Asım tarafından ilim âlemine tanıtılmıştır. AHMET YESEVİ’NİN DİVAN-I HİKMET ADLI ESERİ ilk mutasavvıf şair, Hoca Ahmet Yesevi tarafından Yesevi, şiirlerine Hikmet adını vermiştir. Bu hikmetler, Divan-ı Hikmet adı altında bu hikmetlerle müritlerine dervişliğin kurallarını öğretmeye dinî içerikli şiirlerdir. Bu şiirler, Anadolu sahasında ortaya çıkan “ilahi’’lerin ilk lehçesiyle ve yalın bir dil ölçüsü olarak 4+3 ve 4+4+4 yazılan ve gazel tarzının kullanıldığı hikmetler de ve beyitler aşkı ve Peygamber sevgisi uyaklanışı abcd dddb eeeb soru sorma ve tecahül-i arif bilmezden gelme sanatları alfabesiyle yazılmış ilk nüshası Ayasofya müzesindedir DEDE KORKUT HİKÂYELERİ Eserin asıl adı ’ Kitab-ı Dedem Korkut Alâ Taife-i Oğuzan’’ ön söz ve on iki hikâyeden oluşur. dili 14 – 15. yy Anadolu – nesir uyak seci ve aliterasyon geleneğinden halk hikâyeciliğine geçiş döneminin destan, hikâye ve masal ögeleri hikâyelerle Yunan mitolojisinin bazı efsaneleri arasında benzerlikler hikâyelerin ilk defa Dede Korkut adlı kutsal bir ozan tarafından anlatıldığına hikâyede ortaya çıkan Dede Korkut; Oğuzların sözü dinlenir, öğüdüne uyulur, duası beklenir bir ’ulu kişisi” ilgili ilk inceleme Kilisli Rifat Bilge tarafından yapılmış, Bilge eseri Arap harfleriyle yayımlamıştır Dede Korkut’un 12 Hikâyesi Dirse Han Oğlu Boğaç HanSalur Kazanın Evinin YağmalanmasıKam Büre Beg Oğlu Bamsı BeyrekKazan Begin Oğlu Uruz Begin Tutsak OlmasıDuha Koca Oğlu Deli DumrulKanlı Koca Oğlu Kan TuraliKadılık Koca Oğlu YegenekBasat’ın Tepegöz’ü ÖldürmesiBegel Oğlu EmrenUsun Koca Oğlu SeğrekSalur Kazanın Tutsak OlmasıDış Oğuz’un İç Oğuz’a İsyanı Edebiyat – Tarih İlişkisi Konusunu insan ve onun yaşamından alan edebiyat ile tarih birbirinden ayrılamayacak iki yaşam serüveninin peşinden koşan bu iki tür gerçekliği anlatış biçimleri bakımından birbirinden gerçeği yeniden kurgulayarak aktarır ve gerçeği olduğu gibi aktarma çabası içine İnsanın serüvenini olabildiğince gerçeğe uygun bir şekilde anlatmaya konuyu işleyiş açısından kendisine sınırlama getirmez ve olabildiğince geniş bir hayal dünyasına dayanan kurmaca bir yapıya bürünür. Edebiyat, tarihi olayları farklı bir perspektifte değerlendirir. O günün şartlarına, dönenim insanına, gelenek ve göreneklere, hayata bakış açısına göre farklı özellikler göstermeye devam eder. Tarihi bir olay birkaç tarihçi tarafından araştırıldığında genellikle bulgular aynıysa birbirine yakın sonuçlar ortaya çıkarır. Edebiyatta ise aynı olay farklı sanatçılar elinde bambaşka bir dünyaya dönüşebilir Edebiyat, en çok olayların sonuçları çerçevesinde tarihten yararlanır. Geniş bir alana sahip olan tarihten, olayların insanlar üzerindeki etkilerine, yaşanmışlıklara, olayların toplumsal ve psikolojik etkilerine dikkat ederek olayları yeniden kurgulamaya çalışır. Edebiyat ile tarih arasındaki ilişkide sınır yoktur. Son derece geniş bir konu alanına sahip olan tarih, edebiyat açısından bulunmaz bir nimet olarak karşımıza çıkmaktadır. Bundan dolayı da edebiyat ile tarih iç içe geçmiş bilimler olup edebiyat tarihi anlayışını da ortaya çıkarmıştır. Edebiyat – Din İlişkisi Dinler, tarihin bütün dönemlerinde toplumsal yaşamı şekillendiren önemli olgulardan biridir. Bu açıdan dinin edebiyatta yer alması kaçınılmaz bir olaydır. Özellikle Türk edebiyatına baktığımızda ortaya çıkan ilk ürünler olan sagu, koşuk gibi türler dini törenlerde yapılan ritüeller vasıtasıyla oluşmuş nazım biçimleridir. Dinin etkisi her dönemde edebiyatta önemli bir yer tutmuştur. Örneğin Türk edebiyatı İslamiyet öncesi ve İslamiyet sonrası olarak ayrılmasının nedeni de din değişiminden kaynaklanmaktadır. İslamiyet sonrası Türk şiirinde görülen Tasavvuf edebiyatı kaynağını dinden alan bir anlayışı ortaya çıkarmıştır. Din, konu itibariyle de edebiyat için zengin bir içerik oluşturmaktadır. Şairlerin dünya ve ahiret inançları, Allah aşkı, Peygamber sevgisi, toplumda dini kaidelerin öğrenilmesi, dini açıdan getirilen kurallar edebiyat için bir kaynak oluşturmuştur. Bundan dolayı da din ile edebiyat iç içe geçmiş iki önemli alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk Edebiyatında Dönemler Türk edebiyatı dönemlere ayrılırken birçok özellik göz önüne alınarak bu ayrım yapılmıştır. Özellikle toplumları derinden etkileyen siyasi, sosyal ve dini olaylarla birlikte değişen yaşam biçimleri edebi hayatın da yeniden şekillenmesini sağlamıştır. Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasında tam olarak bir ortaklık olmasa da genel kanı olarak Mehmet Fuat Köprülü tarafından ortaya konan çalışmadır. Köprülü Türk edebiyatını üç büyük döneme ayırır. Bu dönemlerin oluşmasında da din değişimini ve Batı’ya yönelişi ön plana alır. İşte, Türk edebiyatının bu etkilerle oluşmuş dönemleri şöyledir İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatıİslamiyet Etkisindeki Türk EdebiyatıBatı Etkisindeki Türk Edebiyatı Bu ayrımda da görüldüğü gibi Türk edebiyatı İslamiyetle tanışması ve Batı’ya yönelmesi neticesinde büyük bir değişim yaşamış ve edebi anlayışında da farklılığa gitmiştir. A. İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı 1. Sözlü Edebiyat Ürünleri Bu dönem ürünleri genellikle dini törenlerde ortaya çıkan türlerdir. Kam, baksı, şaman veya oyun adı verilen ozanlar tarafından söylenen bu ürünler anonim olarak gelişme göstermiş türlerdir. Bu dönemde; sav atasözü, sagu ağıt, koşuk ve destanlar sözlü edebiyat ürünleri içerisinde yer alır. Sözlü Dönemin Özellikleri Daha çok aşk, doğa ve ölüm temasının işlendiği bu ürünler dini törenlerden ürünler milli çalgımız olan kopuz eşliğinde söylenen ölçümüz olan hece ölçüsüyle birimi dörtlük olup dizelerde genellikle yarık uyak Türkçe kullanılmış, yabancı dillerden alınan sözcük sayısı sınırlıdır. 2. Yazılı Edebiyat Ürünleri Yazılı edebiyatın başlangıcı Kök Türk Orhun Yazıtlarına dayanır. Orhun Yazıtları ile birlikte Uygur metinleri de İslamiyet öncesi yazılı edebiyat ürünleri içerisinde yer almaktadır. Kök Türk Orhun Yazıtları Türk edebiyatının bilinen ilk yazılı kaynaklarıdır. 38 harften oluşan bu metinler II. Kök Türk devleti döneminde yazılmıştır. Ayrıca bu metinler Türk adının geçtiği ilk metinlerdir. Hitabet nutuk türünün de ilk örnekleri sayılan bu metinlerde Çinlilere karşı bağımsızlık savaşı veren Kök Türklerin içte ve dışta verdikleri mücadeleler son derece etkili bir şekilde yazıya derece gelişmiş bir alfabe ve dil bilgisi kurallarına göre yazılan bu metinler ilk kez Prof. William Thomsen ve Radloff tarafından okunmuştur. Orhun Yazıtları üç dikili taştan oluşmaktadır. Bilge Tonyukuk Yazıtı Daha çok Çinlilerle yapılan savaşların anlatıldığı bu yazıt Vezir Tonyukuk tarafından Tigin Yazıtı Bilge Kağan tarafından Yolluğ Tigin’e yazdırılmıştır. Kök Türk hakanı Bilge Kağan, kardeşi Kül Tigin’in ölümü üzerine bu yazıtı yazdırmıştır. Bu yazıtta da daha çok dönemin olaylarından Kağan Yazıtı Bilge Kağan’ın ölümüz üzerine yazılan bir abidedir. Dönemin siyasi ve sosyal olaylarının dile getirildiği bu yazıtta Bilge Kağan’ın ağzından ulusa sesleniş vardır. Ülkesinin mücadelesi ve gelecek nesillere iyi dilek ve temennilerden söz eder. Uygur Dönemi Metinleri II. Kök Türk Devleti yıkıldıktan sonra kurulan devletlerden biri olan Uygur Devleti, yerleşik yaşama geçen ilk Türk devletidir. Turfan yöresinde yapılan kazılarda ortaya çıkan bu dönem metinleri genellikle Mani ve Buda dininin esaslarını anlatan metinlerdir. Bu metinler 14 harfli Uygur alfabesiyle yazılmıştır. Bu dönemdeki metinlerin kâğıda yazılması Uygurların kitap basma tekniğini öğrendiklerini de göstermektedir. Ayrıca “kökünç” adı verilen ilkel bir tiyatro eserine de sahip olan Uygurlar yazılı kaynaklar açısından önemli eserler bırakmışlardır. B. İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı 751 yılında bugünkü Kırgızistan sınırları içindeki Abbasîler ile Çinliler arasında yapılan Talas Savaşında Abbasilerin yanında yer alan Karluk Türkleri İslamiyet’le tanışan Türk topluluklarından savaştan sonra İslamiyet’le tanışan Türkler, 10. yüzyılda topluluklar halinde Müslümanlığı kabul etmeye başlamışlardır. Özellikle 950 yılında İslamiyet’i kabul eden Karahanlılar, İslam dininin etkisiyle eserler kaleme almaya başlamışlardır. Bu dönem İslamiyet öncesi ile İslami Dönem Türk edebiyatı arasında bir köprü vazifesi gördüğü için bu döneme “Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı” Bilig, Divân-ı Lugati’t Türk, Atabetü’l Hakayık ve Divân-ı Hikmet Geçiş Dönemi Türk Edebiyatının ilk ürünleri olarak bilinmektedir. Türk Halk Şiirinin Özellikleri Türk edebiyatında aralıksız devam eden ve günümüze kadar ulaşan bir öncesi sözlü dönemin devamı niteliği içinde yetişmiş ozanların icra ettiği bir bir dilin kullanıldığı şiirlerde hece ölçüsü nazım birimi dörtlük olup yarım uyak olarak halkın her türlü duygusal tepkimeleri şiirlerde ele Tarzı Halk Edebiyatı, Anonim Halk Edebiyatı ve Dini-Tasavvufi Halk Edebiyatı olmak üzere üçe ayrılmıştır. Âşık Tarzı Halk Edebiyatı Koşma, Semai, Varsağı, Destan Anonim Halk Edebiyatı Mani, Ninni, Türkü, Ağıt Dini-Tasavvufi Halk Edebiyatı İlahi, Nefes, Deme, Nutuk, Devriye, Şathiye Divan Şiirinin Özellikleri 13. yüzyıl ve 19. Yüzyıllar arasında etkili olan bir “divan” adı verilen kitapta şiirlerini topladıkları için bu edebiyata bu isim sanatları ile Arapça ve Farsça sözcüklerle yüklü son derece ağır bir dil ve zengin uyak kullanılmış, içerikten çok şekil ve ilahi aşk, kadın, övgü, ahlak ve tasavvuf en çok işlenen konular adı verilen kalıplaşmış sözcüklerin çok kullanıldığı bu şiir anlayışında Arap alfabesi etkili olmuştur. C. Batı Etkisindeki Türk Edebiyatı 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı ile başlayan Batı’ya açılma fikri giderek yaygınlık kazanmıştır. Bu dönemde Avrupa’ya giden sanatçılar oradaki yenilikçi edebiyat anlayışlarını işlemeye başlamışlardır. Bu dönemde özellikle Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa ve Ahmet Mithat Efendi Batı etkisindeki Türk edebiyatının gelişmesinde büyük katkı sağlamışlardır. 1. Tanzimat Edebiyatı 1860 yılında Şinasi ve Agâh Efendi’nin birlikte çıkardıkları ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval gazetesinin yayımlanmasıyla başlayan döneme Tanzimat Edebiyatı denir. Bu dönem edebiyatımızda Batılı tarzda eserlerin kaleme alındığı ilk açıdan kusurlu eserler kaleme alınmıştır. Sade bir dil anlayışı benimsemeye çalışsalar da başarılı edebiyatındaki parça güzelliğini yıkmış, konu bütünlüğünü Dönem ve 2. Dönem olmak üzere ikiye ayrılır. 2. Servetifünun Edebiyatı Divan edebiyatını yıkıp yönünü tam anlamıyla Batı’ya çeviren topluluktur.“Sanat, sanat içindir.” İlkesine bağlı kalmış, eserlerinde son derece kapalı, anlaşılmaz bir dil ilk defa konu bütünlüğü şiirindeki aruz kalıplarını yıkarak yenilikçi bir aruz Abdülhamit Dönemindeki İstibdat yönetiminden kaynaklı bireyci bir şiir anlayışı benimsediler. 3. Fecriati Edebiyatı Servetifünun edebiyatının devamı olup Fransız edebiyatını örnek yenilik yapmak için ortaya çıkmış, ancak hiçbir şey yapamadan aşk ve tabiat konularını ağır ve süslü bir dille edebiyatında ilk beyanname bildiri yayımlayan topluluktur. 4. Milli Edebiyat Unutulan Anadolu ve Anadolu insanı bu önemde eserlerin konusu olarak ele alınmaya konuların ele alınmaya başlandığı bu dönem milli değerlere özellikle de halk şiirine yönelmeyi sağlamıştır.“Toplum için sanat” anlayışı benimsenmiş olup Batı taklitçiliğinden dönemde Ömer Seyfettin tarafından yayımlanan “Yeni Lisan” makalesi dönemin zihniyetine ışık tutmuştur. 5. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı Bu dönem sanatçıları çeşitlilik gösterir. Sanat anlayışları farklılık gösteren birçok sanatçı dönemden de bu dönemde eser vermeye devam eden sanatçılar bulunmaktadır. Milli Edebiyat sanatçıları, Beş Hececiler, Mehmet Akif, Yahya Kemal, Hüseyin Rahmi gibi bağımsızlar bu dönemde de ser vermeye devam etmektedir. 1940’lı yıllarla birlikte şiirde ve düzyazıda yeni topluluklar ortaya çıkmış, bu topluluklarla birlikte Türk edebiyatı kendi özüne kavuşmaya başlamıştır. Öz Türkçecilik anlayışının hâkim olduğu bu dönemde dil son derece tüm güzellikleriyle ele alınmaya başlanmış, bunun yanında yoksul Anadolu insanı da tüm acılarıyla anlatılmaya akımların etkisiyle toplumsal konular, bireysel konular ve metafizik konuları işlenmeye yıllardan sonra Garipçiler vasıtasıyla Türk şiirinde serbest şiir geleneği birlikte Batıdan alınan birçok türün de hızla geliştiği görülmektedir. Tiyatro, deneme, eleştiri, edebiyat tarihi gibi alanlarda son derece önemli eserler kaleme Kasım 1928 tarihinde Latin alfabesinin kabulüyle birlikte verilen eserlerin sayısı hızla artmıştır. Cumhuriyet Döneminde Ele Alınan Konular Toplumsal ve kültürel farklılıklarÜlke ve toplum sorunlarıKurtuluş SavaşıEski-yeni çatışmasıKasaba insanının çelişkileri, Tarihi olaylar, Yanlış Batılılaşma Agâh Sırrı Levend 1894 – 1978 Rodos’ta doğdu. Konya’da çıkarılan Babalık dergisinde yayımlanan ilk yazısı olan “Hayatta Sa’y” ile edebiyat hayatına giriş yaptı. 20 yaşından itibaren ölümüne kadar yazarlık ve yayımcılık yaşamını kesintisiz olarak sürdüren yazar özellikle inceleme ve araştırma alanında yaptığı çalışmalarla en önemli edebiyat araştırmacılarından biri oldu. Bazı Eserleri Edebiyat Tarihi Dersleri, Türk Edebiyatı Tarihi, Türkçülük ve Milli Edebiyat, Türk Edebiyatında Manzum Atasözleri ve Deyimler, Acılar roman Türkçenin Tarihi Gelişimi 1. Eski Türkçe Kök Türk, Uygur ve Karahanlı dönemlerini içine alan bu dönem 8. yüzyıl ile 13. yüzyıllar arasında kullanılan bir Türkçedir. İlk yazılı belgeler olan Orhun Yazıtları ile Uygur Metinlerinin yer aldığı bu dönem, özellikle Karahanlılar Döneminde yazılı eserlerin yaygınlaşmasıyla önemli eserler verildiği yapısı açısından son derece gelişmiş bir dil özelliği gösteren Eski Türkçe Döneminde Kök Türklerden kalan Orhun Abideleri, Uyguların oluşturduğu dini ve hukuki metinlerle beraber “Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı” adı verilen ve Kutadgu Bilig, Divân-ı Lugati’t Türk, Atabetü’l Hakayık, Divan-ı Hikmet gibi önemli eserleri bünyesinde barındırmaktadır. 2. Orta Türkçe Dönemi Türklerin yeni yazı dilleri oluşturdukları bir dönemdir. Bu dönemde Türkler Anadolu’ya gelmeye başlamış, ayrıca Karadeniz’in kuzeyine ve batı kısmına doğru yönelmeye başlamışlardır.  Bu dönem kendi arasında Kuzey-Doğu Türkçesi ve Batı Türkçesi olmak üzere ikiye ayrılır. A Kuzey-Doğu Türkçesi 13. yüzyıl ile 14. yüzyıllar arasında Hazar Denizi’nin kuzeyinde ve Orta Asya’da kullanılan bu Türkçe, Eski Türkçenin devamı olarak karşımıza çıkan bir dönemdir. Kendi içinde Kuzey Türkçesi ve Doğu Türkçesi olmak üzere ikiye ayrılan bu dönem, özellikleri açısından Eski Türkçenin geliştirildiği ve korunduğu bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. B Batı Türkçesi Oğuz Türklerinin kullandığı bir yazı dili olarak karşımıza çıkan Batı Türkçesi, 13. Yüzyıldan günümüze kadar aralıksız devam etmiştir. Eski Türkçeden sonra görülen iki kolundan biri olan Batı Türkçesi, kendi arasında; Eski Anadolu Türkçesi,Osmanlı Türkçesi,Türkiye Türkçesi olmak üzere üç döneme ayrılır. Batı Türkçesi diğer dönemlere göre özellikle yazılı eserlerin çoğalması ve dilin gelişmesiyle daha çok yaygınlık göstermiştir. 1. Eski Anadolu Türkçesi Eski Türkiye Türkçesi  13. yüzyıl ile 16. yüzyıl arasında yaşamış olan bu dönem Batı Türkçesinin ilk dönemidir.  Bu dönem Türkçesi Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve Osmanlı Devletinin ilk devresine kadar geçerliliğini devam ettirmiştir. 2. Osmanlı Türkçesi 14. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar Hazar’da Orta Avrupa’ya, Kırım’dan Afrika’ya ve dahi Osmanlı sınırları içerisinde son derece geniş bir sahaya yayılmıştır. Özellikle İslamiyet’in kabulüyle birlikte Arapça ve Farsça dillerinden alınan birçok sözcük ve gramer yapısıyla yeniden şekillenen karma bir dil haline gelmiştir. Bu dönemdeki divan edebiyatı bu dilin şekillenmesiyle ortaya çıkmış bir edebiyattır. 3. Türkiye Türkçesi 11 Nisan 1911 tarihinde Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntem tarafından Selanik’te yayımlanan “Genç Kalemler” dergisinde Ömer Seyfettin tarafından kaleme alınan “Yeni Lisan” makalesiyle bu dönem Türkçesinin esas alındığı bu dönemde Türkiye Türkçesi giderek yaygınlaşmaya başlamış ve edebiyat dili olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Halk tarafından bilinen yabancı sözcükler kullanılmaya devam etmiş; ancak halkın anlamadığı Arapça ve Farsça sözcüklerin yerine Türkçe sözcüklerin kullanılması ilanından sonra 1 Kasım1928 tarihinde kullanılmaya başlanan Latin alfabesinin etkisiyle ve 1932 yılında kurulan Türk Dili ve Tetkik Cemiyeti Türk Dil Kurumu vasıtasıyla günümüze kadar gelişerek varlığını sürdürmüştür. Türklerin Kullandığı Alfabeler 1. Kök Türk Alfabesi Türklerin kullandığı ilk ünsüz, 3’ü çift ünsüz ve her biri iki ünlüye karşılık gelen 4 ünlü harfle birlikte 38 harften yazılı belgelerimiz olan Orhun Yazıtları bu alfabeyle alfabe Arapçada olduğu gibi sağdan sola doğru yazılmaktadır. 2. Uygur Alfabesi Uygurlar yerleşik hayata geçen ilk Türk hayata geçmeleri din değişikliğine de neden alfabesinden etkilenerek oluşturulan bu alfabe 3’ü ünlü, 11’i ünsüz olmak üzere 14 harften alfabe 9. yüzyılda Koço Uygur Kağanlığı tarafından bin yıl kullanılan bu alfabe din temeline Has Hacip tarafından yazılan Kutadgu Bilig eserinin nüshalarından biri bu alfabeyle yazılmıştır. 3. Arap Alfabesi İslamiyet’in kabulüyle birlikte yaygınlık kazanmaya başlayan bir alfabedir. Özellikle dini kavramların Türkçedeki telaffuzunun ve doğru yazılışının zor olması, bu alfabenin yaygınlık kazanmasını sağlamıştır. Bu alfabe 28 harften oluşmaktadır. Daha sonra Türkçede yer alan ç, p ve j harflerinin eklenmesiyle 31 harfe sola doğru yazılan bir “a,e” sesleri elif, “ı, i” sesleri ye ve o, ö, u, ü sesleri de vav harfiyle gösterilmiştir. 1 Kasım 1928 tarihinde kullanılmaya başlanan Latin alfabesine kadar kullanılmıştır. 4. Kiril Alfabesi Rusya topraklarında yaşayan Türkler tarafından baskılarıyla oluşturulmuş bir dildir. Ruslar Türklerin birlik olmasını engellemek amacıyla alfabe yasağı getirerek bu alfabeyi yaygınlaştırmaya çok sesli harfi barındıran bu alfabe 38 harften oluşmuş ve bu harflerin 11’i sesli olarak sağa doğru okunan bir alfabedir. Bugün Orta Asya Türkleri arasında kullanılmaya devam eden bir alfabedir. 6. Latin Alfabesi Cumhuriyet’in ilanından sonra gerçekleştirilen harf inkılabıyla yürürlüğe Kasım 1928 tarihinde Atatürk tarafından ilk kez Kastamonu’da ünsüz, 8 ünlü harften sağa doğru yazılan bu alfabeyle telaffuz sorunu ortadan kaldırılmıştır. 1. ÜNİTE Dede Korkut Hikâyeleri Mesnevi Halk Hikâyesi Tanzimat Dönemi’nde Hikâye Millî Edebiyat Dönemi’nde Hikâye Dil Bilgisi Fiiller Fiilimsiler Fiilimsi Konu Testleri Anlamlarına Göre Fiiller Fiil Çekimi Fiillerde Anlam-Zaman Kayması Ek Fiil Yapılarına Göre Fiiller Fiilde Çatı Zarf ŞİİR ŞİİR İslamiyet Öncesi Türk Şiiri Geçiş Dönemi XI-XII. Yüzyıl Türk Şiiri Anonim Halk Şiiri Mâni Türleri Âşık Tarzı Halk Şiiri Âşık Tarzı Halk Şiiri Nazım Biçimleri Âşık Tarzı Halk Şiiri Nazım Türleri Dinî-Tasavvufi Halk Şiiri Nesfes Örnekleri Tasavvuf Geleneği ve Tasavvufun Temel Kavramları Dinî-Tasavvufi Türk Şiiri Nazım Türleri Divan Şiiri Divan Şiiri Nazım Biçimleri Divan Şiiri Nazım Türleri Konu Tarama Testi 1 Edebî Sanatlar Divan Şiirinin Aşk Anlayışı ve Mazmunları Dil Bilgisi Kelime Türleri Edat İlgeç Bağlaç Ünlem 3. DESTAN / EFSANE Dünya Edebiyatında Destan Efsane Türk Edebiyatında Destan İslamiyet’in Kabulünden Önceki Türk Destanları İslamiyet’in Kabulünden Sonraki Türk Destanları 4. ÜNİTE DİLEKÇE / TUTANAK Dilekçe Dilekçeyi Oluşturan Unsurlar Tutanak 5. ÜNİTE ROMAN Dünya Edebiyatında Roman Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında Roman Servet-i Fünûn Edebiyat-ı Cedide Dönemi’nde Roman Realizm Gerçekçilik Millî Edebiyat Dönemi’nde Roman Dil Bilgisi Cümlenin Yardımcı Öğeleri 6. ÜNİTE TİYATRO Geleneksel Türk Tiyatrosu Geleneksel Tiyatronun Modern Tiyatrodan Farkları Tanzimat Dönemi’nde Tiyatro Millî Edebiyat Dönemi’nde Tiyatro Dil Bilgisi Cümle Türleri Yükleminin Türüne Göre Cümleler Ögelerinin Dizilişine Göre Cümleler Yapılarına Göre Cümleler Anlamlarına Göre Cümleler 7. ÜNİTE ANI Anı Dil Bilgisi Anlatım Bozuklukları 8. ÜNİTE HABER METİNLERİ Gazete Haberleri Genel Ağ Haber Metinleri Dil Bilgisi Anlatım Bozuklukları Yapısal Bozukluklar 9. ÜNİTE REKLAM Reklam 10. ÜNİTE DENEME Deneme Oluşturulma Tarihi Eylül 25, 2020 1836Türk edebiyatı çeşitli dönemlerden oluşmaktadır. Her dönemin kendine has özellikleri vardır. Bu dönemlerden en çok araştırılanlardan biri de Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı'dır. Türk edebiyatını bir bütün olarak anlayabilmek adına öğrenmek isteyenler için Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı Nasıldır? Geçiş dönemi eserleri ve özellikleri konularını alt başlıklarla sizler için Dönemi Türk Edebiyatı, adında yer aldığı üzere bir geçiş dönemini ve bu döneme dair izleri taşır. Bu döneme ait eserler özellikleri ile farklılıklar arz eder. Eski ve yeni edebiyat akımlarını kendinde birleştiren bir edebi akımı sembolize etmektedir. Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı Nasıldır? Türk edebiyatında İslami dönem edebiyatının ilk örnekleri 12. Yüzyıllarda ortaya çıkmıştır. Bu eserlerden ilk örneği Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig eseridir. Bu eser, Hakkaniye Türkçesi ile yazılmıştır. Bu önemli eseri takip eden bir diğer önemli eser Kaşgarlı Mahmut tarafından kaleme alınan Divanü Lügatit Türk’tür. İslami dönem Türk edebiyatının ilk ve değerli eserlerindendir. Bu sayılan kıymetli eserlere 12. Yüzyıl başında Yükneki Edip Ahmet tarafından yazılan Atabetü’l Hakayık’ı da eklemek gerekir. Aynı yüzyılda Ahmet Yesevi, din ve tasavvufi halk şiirinin ilk güzel eserlerini vermiştir. Geçiş Dönemi Türk edebiyatı, ilk İslami eserlerin meydana geldiği yüzyıla ilişkindir. Bu yüzyılda edebiyatın her alanında ikilik göze çarpmaktadır. Bu ikilik, geçiş döneminin en önemli ayırt edici niteliklerinden biridir. Türklerin Müslüman olduğu yüzyıl olan ile Divan edebiyatının başlangıcı olan arasında İslamiyet’in etkisinde kalınarak geçiş dönemi ürünleri verilmiştir. Geçiş dönemi Türk edebiyatında, İslamiyet’in, Arap ve Fars kültürünün etkisi görülürken bir yandan da eski Türk edebiyatı geleneği sürdürülmektedir. Geçiş Dönemi Türk Edebiyatının Genel Eserleri Geçiş dönemi Türk edebiyatının önemli eserleri ve bu eserlerin yazarları şunlardır Kutadgu Bilig ve Özellikleri- Yusuf Has Hacib Atabetü’l Hakayık ve Özellikleri- Edip Ahmet Yükneki Divan-ı Lügat-it Türk ve Özellikleri- Kaşgarlı Mahmut Divan-ı Hikmet ve Özellikleri- Ahmet Yesevi Dede Korkut Hikayeleri ve Özellikleri İslamiyet’in kabulü ile birlikte Türklerin toplumsal yaşamlarında etkili değişimler görülmüştür. Bu değişimler Türk edebiyatını da etkisi altına alarak edebiyatı dil, konu, ölçü ve biçim yönlerinde kendisini hissettirmiştir. Kutadgu Bilig, aruzla ilk Türkçe mesnevidir. 1069 yılında bitirilmiştir. Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Kara Han’a sunulan bir eserdir. Kitabın yazılış amacı ise insana her iki dünyada mutluluğa ulaşmak için izlenilmesi gereken yolu göstermektedir. Kitapta, temel ilkelerden bahsedilmektedir. Doğru adalet, mutluluk, akıl, anlayış, akıbet bu ilkeler arasındadır. Divanü Lugati’t Türk, Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072-1075 yılları arasında kaleme alınmıştır. Yapıtın kelime olarak anlamı; “Türk Dilleri Sözlüğü” dür. Yazar, bu yapıtı Türkçe’nin Arapça kadar zengin bir dil olduğunu ispatlamak amacı ile sözlük biçiminde 8000’e yakın sözcük üzerinde çalışma ile oluşturulmuştur. Divan-ı Hikmet, Yeseviliğin kurucusu Ahmet Yesevi’nin tasavvufi şiirlerinin toplandığı eserdir. 12. Yüzyılda yazılan bu eserde hece ve aruz ölçüleri kullanılmıştır. Atabetül Hakayık, Edip Ahmet Yükneki tarafından 13. yüzyılda yazılmış manzum ahlak kitabıdır. Kitap içeriğinde ayetlerden, hadislerden yararlanılarak “ahlaklı olmanın yolları” anlatılmaktadır. Cömertliğin, alçakgönüllülüğün erdeminden, ihtiras ve kibrin kötülüğünden, bilginin yararlarından ve bilgisizliğin zararlarından, zamanın bozukluğundan bahsedilir. Toplam 256 beyitten oluşan yapıt, konu başlıklarına ayrılarak ve aruz ölçüsü kullanılarak yazılmıştır. Muhakemetü’l Lügateyn, Türkçenin zengin bir dil olduğunu ispatlamak amacı ile yazılmıştır. Ali Şir Nevai, Türkçenin Farsça gibi edebiyat ve kültürel bir dil olduğunu göstermek için kaleme almıştır. Kaleme alınış tarihi ise 1498’dir. Türkçe fiillerin, çekimlerin zenginliklerini, Türkçe dilinin uyak ve cinas olanaklarını anlatır. Sanatçıları, Türkçe dili ile eserlerini yazmaya teşvik eder. Geçiş Dönemi Türk Edebiyatının Özellikleri Nelerdir? Türk edebiyatı, bu yüzyıllarda bir geçiş dönemi yaşamaktadır. Eski edebiyat geleneği bir taraftan sürdürülürken diğer taraftan yeni uygarlık devrinin edebiyat anlayışına uygun eserler verilir. Edebi eserlerde dil anlatımlarında Arapça ve Farsça kelimeler kullanılır. Uygur alfabesinin yanı sıra Arap alfabesi de kullanılmaktadır. Şiirlerde milli nazım birimi dörtlük ve yeni şiir akımının nazım birim olan beyit yer alır. İ Eserlerde hece vezni ile birlikte aruz vezni bulunmaktadır.

geçiş dönemi türk edebiyatı konu anlatımı